Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kafa işçisi

  • 1 kafa işçisi

    Kopfarbeiter(in) m(f)

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > kafa işçisi

  • 2 kafa işçisi

    рабо́тник у́мственного труда́

    Türkçe-rusça sözlük > kafa işçisi

  • 3 kafa işçisi

    n. headworker

    Turkish-English dictionary > kafa işçisi

  • 4 kafa işçisi

    white-collar worker

    İngilizce Sözlük Türkçe > kafa işçisi

  • 5 kafa

    kafa Kopf m; Schädel m; fig Köpfchen n (Verstand);
    kafa çıkışı (oder vuruşu) SPORT Kopfball m;
    kafa dengi Gesinnungsgenosse m;
    kafa işçisi Kopfarbeiter m, -in f;
    kafa patlatmak sich (D) den Kopf zerbrechen;
    kafa sallamak zu allem ja sagen;
    -e kafa tutmak sich auflehnen gegen A;
    kafa tutucu Trotzkopf m;
    -e kafa yormak sich (D) den Kopf zerbrechen über A;
    -in kafası bozulmak fig aus der Haut fahren;
    -in kafası işlemek nicht auf den Kopf gefallen sein;
    -in kafası şişmek fig einen schweren Kopf haben;
    -i kafasına koymak sich (D) etwas ( oder es) in den Kopf setzen (zu …);
    -in kafasına vurmak Wein jemandem in den Kopf steigen;
    -i kafasında tutmak behalten A, nicht vergessen A;
    kafasını kadırmak sein Haupt erheben;
    kafasını taştan taşa çarpmak sich (D) an die Brust schlagen;
    kafayı çekmek fam sich besaufen;
    ucuz yoldan kafayı bulma fam Flatratesaufen n

    Türkçe-Almanca sözlük > kafa

  • 6 kafa

    "1. head. 2. mind, mental attitude. 3. intelligence. 4. a large marble, shoooter. - ya almak slang 1. /ı/ to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job). -sı almamak /ı/ 1. not to be able to understand. 2. to be too tired to understand. 3. not to be able to believe. -dan atmak to make up something and try to pass it off as the truth. - boşluğu cranial cavity, cavum cranii. -sı bozulmak colloq. to blow one´s top, get angry. -sı bulanmak to get confused. -yı bulmak slang to be pleasantly tipsy (from drink). -sı çalışmak to be on the ball. -yı çekmek colloq. to do some serious drinking, Brit. have a booze-up. -sından çıkarmak /ı/ to put (an idea) out of one´s head. -sına dank etmek/demek to dawn on one at last. - değiştirmek to change one´s mind; to change one´s way of thinking. - dengi 1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded. -sının dikine gitmek to go one´s own way, do as one pleases. -sı dinç olmak to feel fresh and alert. -sı dönmek 1. to be confused and perplexed. 2. to feel dizzy. -sı dumanlı 1. tipsy, tight. 2. tired and confused. -sı durmak to be too tired to think. -dan gayri müsellah colloq. nutty, not quite right in the head. -sına girmek /ın/ 1. to make good sense, seem to be right (to). 2. to comprehend, understand. - göz yarmak to be awkward and unskillful. - işçisi white-collar worker. -sı işlemek to be on the ball. -sı izinli olmak slang for one´s mind to be elsewhere; to wool-gather. - kafaya vermek to put their heads together. - kalmamak /da/ to be so worn out one can´t think. -sı karışmak (for someone) to get confused. -sını kaşıyacak vakti olmamak to be too busy to think, not to have time to turn around. -sı kazan (gibi) olmak for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sını kızdırmak /ın/ to make (someone´s) blood boil. -sı kızmak to get angry. -dan kontak colloq. cracked, nutty, touched in the head. -sına koymak /ı/ to get hold of (some idea); to take it into one´s head (to do something). -sını kullanmak to use one´s head. -sını kurcalamak /ın/ to make (one) think. - patlatmak to do a lot of hard mental work. -dan sakat colloq. cracked, nutty, touched in the head. - sallamak to rubber-stamp everything, be a yes-man. -sına sığmamak not to be able to comprehend. -sında şimşek çakmak to get a sudden inspiration. - şişirmek (for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight. -sı şişmek for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sına takılıp kalmak to stick in one´s mind, not to leave one´s mind. -sı taşa çarpmak to learn something the hard way. -sını taştan taşa çarpmak/vurmak 1. to regret bitterly a lost opportunity. 2. to feel very remorseful. - tutmak /a/ to defy; to oppose challengingly. -yı tütsülemek slang to get tight, get tipsy. - ütülemek slang to talk someone to death, talk someone´s ear off. -sına vur, ekmeğini elinden al. colloq. He is so meek you can walk all over him. -sına vura vura by force. -sına vurmak (for drink) to go to one´s head. -sını vurmak /ın/ to behead. -yı (yere) vurmak 1. to hit the sack, hit the hay. 2. to take to one´s bed, get laid up (owing to illness). - vuruşu soccer header. - yağı slang sperm, semen. -sı yerinde olmamak to wool-gather; for one´s mind to be elsewhere. -sı yerine gelmek to come back to earth; to start thinking straight again. - yormak to ponder, think hard, rack one´s brains."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kafa

  • 7 işçi

    işçi Arbeiter m, -in f; Arbeits-;
    işçi hareketi Arbeiterbewegung f;
    işçi sınıfı Arbeiterklasse f;
    işçi ücreti Arbeitslohn m;
    kafa işçisi Kopfarbeiter m, -in f;
    maden işçisi Bergarbeiter m;
    işçi arı Arbeitsbiene f;
    işçi temsilcisi Arbeitnehmervertreter m; Betriebsrat m

    Türkçe-Almanca sözlük > işçi

  • 8 Kopfarbeiter

    kafa işçisi, fikir işçisi

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Kopfarbeiter

  • 9 headworker

    n. kafa işçisi, fikir adamı, ustabaşı, kalfa

    English-Turkish dictionary > headworker

  • 10 headworker

    n. kafa işçisi, fikir adamı, ustabaşı, kalfa

    English-Turkish dictionary > headworker

  • 11 işçi

    рабо́тник (м) рабо́чий
    * * *
    рабо́чий

    işçi gücü — рабо́чая си́ла

    işçi kadrosu — штат рабо́чих

    işçi karnesi — трудова́я кни́жка

    işçi mevzuatı — свод зако́нов о труде́; законода́тельство о труде́

    işçi sınıfı — рабо́чий класс

    işçinin hizmet süresi — трудово́й стаж ( рабочего)

    kafa ve kol işçileri — рабо́тники у́мственного и физи́ческого труда́

    kalifiyeli işçi — квалифици́рованный рабо́чий

    kültür ve sanat işçileri — рабо́тники иску́сства и культу́ры

    maden işçisi — рудоко́п, шахтёр, горнорабо́чий

    tarım işçisi — сельскохозя́йственный рабо́чий

    uluslararası işçi hareketi — междунаро́дное рабо́чее движе́ние

    yapı işçisi — строи́тельный рабо́чий, строи́тель

    Türkçe-rusça sözlük > işçi

См. также в других словарях:

  • kafa işçisi — is. Beyin gücü ile ortaya eser koyan, araştıran, inceleyip eleştiren kimse Bir kafa işçisinin, sanatçının, bilim adamının düşünmek için bol bol zamana ihtiyacı vardır. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işçi — is. 1) Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse Gazetelere daha ziyade biz işçiler sahiptik. H. C. Yalçın 2) hay. b. Toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneği olmayan, topluluğun işlerini… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»